Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Yine ihtiyacın olursa bana gel
20.08.2014
Taha-yı Hakkâri hazretlerinin dergâhında misafir eksik olmazdı.
Yaz, kış, gece yarısında.
Yani günün her saatında.
İaşe işlerine bakan memur bir gün gelip “Efendim, Anbarda unumuz kalmadı. Ne emredersiniz?” diye arz etti.
Seyyid Taha hazretleri;
“Anbar unla dolu” dedi.
Memur “Özür dilerim efendim, az önce hepsini süpürdüm” deyince de “Git bir daha bak. Anbarda un olacak” buyurdu.
Memur koştu anbara.
Gördü ki un dolu tıka basa.
● ● ●
Hırsızın biri, bir gece yarısı Seyyid Taha hazretlerinin anbarına girdi. Baktı ki her taraf un çuvallarıyla dolu. Hemen birine yapışıp götürmek için davrandı.
Ama kaldıramadı.
Yarısını boşalttı.
Yine kaldıramadı.
Biraz daha boşaltıp denedi. Bir milim bile oynatamadı. Çok şaşırdı. Zira dolu çuvalı rahat kaldırıyordu önce.
Az daha boşaltıp denedi.
Ama bir şey değişmedi.
Şaşkın hâlde düşünürken Seyyid Taha hazretleri anbara girdi.
Ve yanına yaklaşıp;
“Kaldıramadın mı?” buyurdu.
Ve çuvalı kaldırıp sırtına koydu.
Sonra tebessüm ederek “Al git, şimdilik bu kadar yeter. Bir daha ihtiyacın olursa anbara değil, bana gel” buyurdu.
Hırsız, tövbe etti.
Ve bıraktı bu işi.
www.gonulsultanlari.com