Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Şuraya nur indiğini görüyorum
26.09.2014

İstanbul'u fethetmek Fatih Sultan Mehmed Han’a nasip oldu. O büyük kumandan, hocası Akşemseddin hazretlerine "Efendim, tarih kitaplarının yazdığına göre Ebu Eyyub-i Ensari'nin mübarek kabri, surların yakınında bir yerdeymiş. Himmetinizle o kabr-i şerifin yerini bulmak arzusundayım" diye arz etti.
Hocası dinledi.
Ve "Sultanım! Geceleri şu semtte bir yere nur indiğini görüyorum. Zannım odur ki o nurun indiği yer, o mübareğin kabr-i şerifi olsa gerektir" buyurdu.
Birlikte o yere gittiler.
Büyük velî durdu.
Gözlerini kapadı. Sonra açıp “Ebu Eyyub el-Ensari hazretlerinin ruh-u şerifiyle mülâkat ettim. İstanbul'un fethini tebrik edip ‘Beni zulmet-i küfürden kurtardın’ buyurarak sevincini belirtti" buyurdu.
● ● ●
Fatih Sultan Mehmed Han, hocası Akşemseddin hazretlerine “Efendim! Kabr-i şerifin yerini tayin buyurunuz ki üzerine türbe yapalım" dedi.
O da “peki” dedi.
Bir yeri gösterdi.
Ve "Burasını kazınız. İki arşın sonra yazılı bir mermer çıkar. Orası, Ebu Eyyub Ensari hazretlerinin kabr-i şerifidir" buyurdu.
Sultan emretti.
O yeri kazdılar.
Buyurduğu gibi yazılı mermer bulundu. Sultan Fatih, ziyadesiyle memnun oldu ve kabr-i şerifin üzerine bir türbeyle bir de câmi-i şerif bina ettirdi.


www.gonulsultanlari.com