Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Öyleyse hak Peygambersin
1.11.2014
Resulullah Efendimiz, Bedir'den zaferle dönmüş, yetmiş de esir alınmış, ancak esirler hakkında bir vahiy gelmemişti.
İstişare eylediler.
Ve karar verdiler:
Esirler, fidye karşılığı serbest bırakılacaktı.
Aralarında Resulullahın amcası Hazret-i Abbas da vardı.
Efendimiz geldi.
Ve ona “Yâ Abbas! Kendin ve Ukayl için fidye ödeyeceksin” buyurdu.
Hazret-i Abbas;
"Ben müminim. Kureyş, beni zorla Bedir’e getirdi” dedi.
Efendimiz;
"Mümin olduğunu Allah bilir. Zahirde aleyhimizdesin ve fidye vereceksin” buyurdu.
O zaman dedi ki:
"Benim param yok. Sekiz yüz dirhemim vardı, onu da ganimet olarak siz aldınız." Sordular ki:
"O altınları niçin söylemiyorsun?"
"Hangi altınları?"
"Hani Bedir'e gelirken hanımına verdin de ‘Geri dönemezsem şu kadarı senin, şu kadarı da Fadl, Kusem ve Abdullah’ın’ demiştin ya, işte o altınları soruyorum.”
Daha da şaşırdı.
Ve sordu ki:
"Yâ Muhammed! O vakit odada ikimizden başka kimse yoktu. Sen bunları nereden biliyorsun?"
"Rabbim bildirdi.”
Hazret-i Abbas "Öyleyse hak Peygambersin" dedi ve müslüman oldu.
www.gonulsultanlari.com