Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Müşrikler kuduruyordu âdeta
18.11.2014

Efendimiz, Kâbe'de namaz kılarken bir grup müşrik de "Ne yapıp edelim, bu İslâm meş’alesini söndürelim" diyorlardı.
Ama yapamıyorlardı.
Ve kuduruyorlardı.
Ebu Cehil, öbürlerine dönüp "Yetti gayri. Secdeye gitsin, koşup ayağımla ensesine basacağım!" dedi.
Öbürleri teşvik etti:
"Geç bile kaldın!"
Efendimiz secdeye inince mel’un fırladı ve koşarak yaklaştı arkadan. Fakat o da ne!
Zınk diye durdu.
Ve kaçmaya başladı.
"Niçin kaçıyorsun?" dediklerinde "Onunla aramıza ‘ateş deryası’ girdi. Bir adım atsaydım yanacaktım” dedi.
Peki ibret almış mıydı?
Hayır, bu, bir nasip meselesiydi.
● ● ●
Ebu Cehil yine bir gün yandaşlarına "Yemin olsun ki bugün Onun kafasını taşla ezeceğim!" dedi.
Az zaman geçti.
Efendimiz geldi ve büyük bir vakarla yürüyüp huşuyla namaza durdu. Müşrikler Ebu Cehil’e "Haydi göster kendini!" dediler.
Ebu Cehil kalktı.
Koca bir taş aldı.
Ve arkadan usulca yanaştı. Efendimiz secdeye inince taşı yere koyup hızla geri kaçtı.
"Ne oluyor?" dediler.
Ebu Cehil perişandı.
"Üzerime büyük bir ‘canavar’ saldırdı. Kaçmasaydım beni parçalayacaktı" dedi.


www.gonulsultanlari.com