Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Acele etmeyin, anlarız ilerde
19.12.2014
Davud-i Kayseri hazretleri gençliğinde memleketinden çıkıp ilim tahsiline gitti. Mısır'da bir medrese bulup başladı ders okumaya.
Ancak eski talebeler onu kıskanıp müderrise koştular ve “Hocam, bu genç ehil birine benzemiyor” dediler.
Müderris dinledi.
Ve umursamayıp;
“Acele etmeyin, ilerde anlarız” buyurdu.
Ve ona ‘su temini’ vazifesini verdi dergâhta. Her gün kuyudan su çekip lâzım olan yerleri dolduracaktı.
Fakat olacak bu ya…
Daha ilk seferde ip koptu.
Ve kova düştü kuyu dibine.
Su ise çok aşağılardaydı. Diğer talebelere gün doğmuştu. Bunu öğrenince hemen müderrise koşup “İşte hocam, yapacağı buydu” dediler.
Hocaları sordu:
“Ne oldu çocuklar?”
“Kovayı kuyuya düşürdü efendim. Hem de ilk seferde.”
Kuyu başına geldiler.
Davud-i Kayseri, mahçup ve mahzundu. Kırık kalple “Yâ Rabbî! Bana yardım et” diye dua etti içinden.
Ve "yâ Allah!" dedi.
Uzattı elini kuyuya. Sonrasını tahmin etmişsinizdir. Metrelerce derinlerde olan kovayı alıp çıkardı dışarı.
Diğer talebeler mi?
Mahçup olma sırası onlardaydı... Başları önlerinde özür dilediler kendisinden.
www.gonulsultanlari.com