Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Habeşistan’a hicret etti
18.01.2015
Mus'ab bin Umeyr (radıyallahü anh) imân edince babası kudurdu!
Ve zindana attı onu.
Çok işkence yaptı!
Bir gün saatlerce kırbaçlayıp yüzünü kumlara sürttü. Elleri kabarasıya deynek vurdu!
Kızgın kayalara bağlayıp terk etti sahraya.
Ama Mus'ab, bir yolunu bulup çözdü urganlarını, koştu Efendimize...
Babası delirdi!
Ama pes etmedi.
Şehirde bir nevi “ambargo” uyguladı ona karşı... Hazret-i Mus'ab için “anne baba” yoktu artık.
Aile, akraba, konu komşu yoktu...
Ama “Allah" vardı. (celle celâlüh).
“Allah’ın Habibi” vardı.
Ve “Müminler” vardı.
Bular da ona kâfiydi. Derken Habeşistan’a hicret etti... Ama bir süre sonra Efendimizi özledi. Burnunda tüttü âdeta.
Dayanamayıp;
"Ölümse ölüm!" dedi.
Ve düştü yollara... Şehre girdiğinde Efendimiz Aleyhisselâm Hazret-i Ali ile bir kenarda oturmuş sohbet ediyordu...
Onu gördüler.
Hüzünlendiler!
Mübarek gözleri yaşla doldu!
Çünkü üzerinde iplikleri sökülecek kadar pörsümüş ve yamalı bir elbise vardı.
Bir an eskiyi hatırladı...
Ve Hazret-i Ali’ye dönüp;
"Anne ve babasının, ona en iyi yiyecek ve içecekleri verdiğini bilirim... Ama Allah ve Resulünün sevgisi uğruna ne hâle gelmiş" buyurdular.
www.gonulsultanlari.com