Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Dua et, zengin olayım…
2.04.2015
Asr-ı saadette Sa'lebe diye bir kişi vardır.
Bu bir gün Resulullah’a gider ve “Yâ Resulallah! Dua et zengin olayım” der.
Efendimiz ikaz eder:
“Hayırlısını iste!”
Sa'lebe “Hayır, dua et zengin olayım. Bıktım bu fakirlikten” der.
Eyvâh!.. Resulullah’a “hayır” demek “küfür”dür. O, bu sözüyle küfre düşer zaten.
Efendimiz ikinci defa ikaz eder:
“Hayırlısını iste!”
O yine diretir:
“Dua et, zengin olayım.”
Efendimiz yine merhamet eder ve son kere ikaz edip “Bak, ben peygamberim. Dua edersem kabul olur. Ama ola ki sen sıkıntıya girersin. Hayırlısını iste” buyururlar.
Ama o, söz dinlemez.
“Dua et, zengin olayım” der.
Resulullah dua buyurur, zengin olur.
Malları katlanarak artar.
Öyle ki sürülerini almaz olur ağıllar.
Şehir dışında bir çiftlik açar.
Artık namazlara da gelmez olur.
Ve o sene “zekât” farz olur.
Resulullah’ın emriyle zekât memuru gider ve Sa'lebe’den zekât ister.
Ancak o “düşüneyim” der.
Memur gider, dolaşır, tekrar gelir. Ama Sa'lebe’nin niyeti bozuktur. “Ne zekâtı!.. Siz düpedüz haraç istiyorsunuz, ben bu malı sizin için mi kazandım?” der.
Ve mürtet olur, yıkar ahiretini.
Sonsuz ateşe atar kendini.
Memur döner, durumu arz eder. Efendimiz “Sa'lebe’ye yazıklar olsun!” buyururlar.
www.gonulsultanlari.com