Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Çok merak etmiştim bu zatı
4.05.2015

Abdülhakim Arvasi hazretlerini sevenlerden Tahir Efendi şöyle anlatıyor:
“Ben Kerkük'te iyi bir tahsil görmüştüm. Arabi ve farisiyi çok iyi öğrenmiştim.
Keza din ilimlerini de.
Tefsir, hadis ve fıkıh…
İlim meclislerinde “söz sahibiydim”. Bir gün yanıma bir arkadaşım geldi ve ‘Ben, büyük bir âlim tanıdım’ dedi.
Merakla sordum:
‘Kimmiş bu âlim?’
‘Abdülhakim Arvasi’ dedi ve uzun uzun faziletlerinden bahsetti.
Sordum hemen:
‘Onunla görüşebilir miyim?’
‘Elbette’ dedi ve ertesi gün götürdü beni o zatın dergâhına.
Yolda kalbimden;
‘Ben de âlimim. Ne kadar bilgili oluğumu o zat da bilmeli’ diyordum.
Nihayet huzuruna vardık.
Nurlu ve heybetli bir zattı.
Tam yanındaki sandalyeye oturdum. Biz içeri girdiğimizde bir şeyler anlatıyor, inci gibi ilim hikmet saçılıyordu dilinden.
Hiç duymadığım şeylerdi.
Yanında oturmaya hayâ ettim.
Zira kendimi onun yanında ‘çok cahil’ hissettim ve yavaşca yere indim.
Sonra daha geriledim.
Sonra biraz daha...
Derken dış kapının kenarına iliştim ve orada rahat ettim ancak... Buraya gelirken ‘bir şey’ zannediyordum kendimi.
Meğer ne kadar ‘cahil’mişim.
Hatta bir ‘hiç’mişim.
Onun yanında anladım.”


www.gonulsultanlari.com