Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Çimen hiç gül olabilir mi?
8.05.2015
Abdülhakim Arvasi hazretlerinin sevdiklerinden Tahir Efendi anlatıyor:
“Bir gün Efendi’ye gittim.
Yolda kendi kendime;
‘Biz, ne kadar uğraşsak da tasavvufta yükselemeyiz. Efendi'ye rica edeyim. Bize bir teveccüh etsin de yüksek derecelere yükseltsin’ dedim.
Bu düşünceyle vardım huzuruna.
Elini öpüp oturdum yanına.
‘Manolya ağacı’ vardı bahçede.
‘Çimenler’ büyümüştü.
‘Güller’ de açmıştı.
Efendi, manolya'yı gösterip sordu:
‘Tahir, şu ne ağacıdır?’
‘Manolya'dır efendim.’
Sonra gülü gösterdi:
‘Bu nedir?’
‘Gül efendim.’
‘Peki, şunlar nedir?’
‘Çimendir efendim.’
‘Tahir, bunların toprağı, suyu ve havası aynı da boyları neden farklı acaba, hiç düşündün mü?’
Ben sükût ettim.
O sordu yine:
‘Meselâ şu çimene daha çok su, gübre ve ilâç verseler gül olur mu?’
‘Olmaz efendim’ dedim.
‘Peki, şu güle de çok su ve gübre verseler manolya olur mu?’
‘Olmaz elbette.’
‘Demek ki bu farklılık, herbirinin kendi istidatlarından geliyor’ buyurdu.
‘İstidat’ kelimesinden anladım meseleyi.
Mahçup olmuştum!
‘Bağışlayın efendim’ dedim.”
www.gonulsultanlari.com