Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Çiçeği niçin koparmamış?
21.07.2015

Eşrefoğlu Rumi hazretleri, gençliğinde Hüseyin Hamevi hazretlerinin dergâhında hizmet edip nefsini temizliyordu.
Bir ilk bahar günüydü.
Çevrede renk renk çiçekler açmıştı ki hocası seslendi cümle talebesine;
“Canlarım benim!”
Çocuklar koştular.
Ve huzurunda toplanıp;
“Emredin hocam” dediler.
Buyurdu ki:
“Herbiriniz birer demet menekşe toplayıp getirin bana!”
Çocuklar fırlayıp herbiri bir yöne dağıldı...
Ve demet demet menekşeleri toplayıp yetiştirdiler hocalarına.
Yalnız biri hariç...
Eşrefoğlu Rumi.
O, tek menekşeyle geri döndü.
Üstelik kırıktı sapı da.
Hocası onu gördü.
Ve buyurdu ki:
“Ey Rumi! Sen bu yerin yabancısı olduğun için menekşelerin yerini bulamadın herhâlde.”
O, edeple arz etti:
“Buldum, ama koparamadım.”
“Neden yavrum?”
“Hangisinin yanına gittiysem zikrediyordu. Kıyamadım koparmaya.”
“Demek zikrediyorlardı.”
“Evet efendim... Hem de ‘Ne olur beni koparıp da zikrimden ayırma’ diye yalvarıyorlardı.”
“Peki, sen ne yaptın?”
“Zikretmiyen bir çiçek gördüm. Bitirmişti zikrini. Onu koparabildim ancak” dedi.
Ve uzattı o “kırık çiçeği” hocasına.


www.gonulsultanlari.com