Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Üzülme, kapat aç gözlerini
2.08.2015

Bir gün Hazret-i Mevlâna geç vakit eve gelir.
Akşamdan sonra.
Hanımı, ayakkabılarını çevirirken kenarlarında “Mekke’nin kumları”nı görüp sual eder:
“Efendi! Nereden geliyorsun?”
“Mekke'ye, bir dostumu ziyarete gitmiştim. Oradan geliyorum.”
Hanımı şaşırır!
Ve kalbinden;
"Bu kısacık zamanda Hicaza nasıl gidilip gelinir?" der.
Mevlâna bunu anlayıp;
“Veliler ruh gibidir. Bir anda uzak yerlere gidip gelebilirler” buyurur.
● ● ●
Hazret-i Mevlâna zamanında “bir genç” Hac için bir kafileye katılır.
Öğleyin “bir sahrada” mola verirler.
Genç, dinlenirken uyuyakalır.
Uyandığında kafileyi göremez.
Issız sahrada yalnız kalır.
Ne yapacağımı şaşırır!
Açar ellerini “Yâ Rabbî! Sevdiğin bir kulunu bana yardıma gönder” diye yalvarır.
O anda “bir çadır” görür ilerde.
Merakla gidip bakar.
Biri "helva" yapmaktadır.
“Yalnız mısın?” diye sorar.
“Hayır, hocamız var, az sonra gelir.”
“Hocanız kim?”
“Hazret-i Mevlâna.”
Az sonra Mevlâna gelir.
O helvadan yer ve ona da yedirir.
O genç derdini anlatınca da “Üzülme, kapat aç gözlerini” buyurur.
“Başüstüne” der.
Kapatıp açar gözlerini...
O anda bulur kafilesini.


www.gonulsultanlari.com