Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Ezan, İslâm’ın bayrağıdır
13.08.2015

“Belh şehrinde ‘sâlih bir Müslüman’ vardır.
Ezana çok saygılıdır.
Ne zaman ‘ezan sesi’ işitse ânında işini bırakır.
Ne iş olursa olsun...
Edeple, ‘diz üstü’ oturur.
Ezanı hürmetle dinler.
Sonunda salevat okur.
Sonra kalkıp namaza durur.
Bir ömür böyle geçer.
Nihayet ömrü biter.
Ve vefat eder.
Teçhiz ve tekfini yapılır.
Cenaze namazı kılınır.
Sonra tabutunu omuzlayan cemaat, kabristana doğru yola koyulur.
İşte o zaman enteresan bir şey olur.
Tabut, eller üstünde giderken ezan-ı Muhammedi okunur.
Fakat o da ne?!..
Müezzin ilk tekbiri okuyunca tabut havada durur.
“Bir milim” gitmez ileri.
Cemaat şaşkına döner!
Bu hâl, ezan bitene kadar devam eder.
Bitince yürür tekrar.
Nihayet kabre varırlar.
Defnini yaparlar.
Cemaat içinde hâl ehli bir zat vardır.
Kalp gözü açıktır.
Gönlünü çevirir mevtanın kabrine.
Vâkıf olur kabir ahvâline.
Görür ki Münker-Nekir hiddetle gelir.
Şiddetle suale çekerler;
‘Rabbin kim? Dinin nedir?’
O anda hitab-ı İlâhî gelir.
Hakk teâlâ;
‘Ey melekler! Bu kulumu incitmeyin. O, benim ismime hürmet ederdi. Siz de onu hiddetle sorguya çekmeyin’ buyurur.


www.gonulsultanlari.com