Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Tabut eller üstünde parçalanır
18.08.2015

Mevlâna hazretleri ne zaman ki vefat eder.
Ânında duyulur acı haber.
Büyük küçük, genç ihtiyar.
Haberi duyan koşar.
insanlar, akın akın Konya’ya akar.
Meydan hınca hınç dolar.
Öyle ki; Konya halkı böylesi kalabalığa az şahit olmuştur.
Gayrimüslimler de koşar.
Cenazeye sahip çıkarlar.
Onun şiirlerini, yanık sesle okur, feryat figan ederler!
Hazret-i Mevlâna’nın sevdiklerinden biri onların önde gelenlerden birine sorar:
“Hazret-i Mevlâna Müslümandı. Sizinse dininiz farklıdır. Böyleyken sizin Onunla ne ilginiz vardır?”
O kişi cevaben;
“Hazret-i Mevlâna, bizim de üstadımızdı. O, Müslim-gayrimüslim ayırmaz, ilmiyle bizi de aydınlatırdı” der.
Velhasıl cenaze namazı kılınır.
Tabut omuzlana alınır.
Fakat onu taşımayı herkes arzu etmektedir. Tabuta yaklaşmak için halk hücum eder.
"Hiç olmazsa bir adım taşıyayım" diyen, tabutu kendine çeker.
Tabut, eller üzerinde bir o yana, bir bu yana gider.
İş kontrolden çıkar.
Tabut, eller üstünde parçalanır.
Yerine, yenisini getirirler.
O da dayanmaz, kırılır.
Bir daha, bir daha…
Altı defa tabut değiştirilir.
altıncıda kabre varırlar.
Dualarla defnini yaparlar.
Ve sessizce ayrılırlar.


www.gonulsultanlari.com