Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Bilin bakalım avcumda ne var?
2.10.2015
Ahmed-i Kuddusi hazretleri, Padişahın davetiyle İstanbul’a varır.
Mecliste başka âlimler de vardır.
Padişah bir ara avcuna bir şey alır.
Ve sorar ordakilere:
“Bilin bakalım. Avcumda ne var?”
Her biri bir tahminde bulunur:
“Para var.”
“Hayır.”
“Şeker var.”
“Değil.”
Sultan, Kuddusi hazretlerine;
“Siz söyleyin!” der.
O, buyurur ki:
“Dünyayı göz gezdirdim. Bir balık, yavrusunu ararken gördüm.”
Padişahın avcunda bir "balık yavrusu" vardır gerçekten.
Firasetine hayran olur.
“Hocam, sarayda kalsanız” der.
Ama o, nazikçe reddeder.
Ve izin alip köyüne döner.
Sultan, iki memuru ile bu zata bir torba “altın" gönderir.
Memurlar geldiğinde o, bahçe bellemektedir.
Ama maksatlarını bilmektedir.
Memurlar gelirler.
“Hocam! Padişah emriyle geldik, size biraz ‘altın’ getirdik” derler.
Büyük veli;
“Pekâlâ, açın eteğinizi” der.
Açarlar.
Bir kürek "toprak" alır, eteklerine doldurur.
Toprak, o anda "altın" olur.
Ardından;
“Onları yere dökün!” buyurur.
Dökerler.
altınlar “yılan, çıyan" olur bu sefer.
Ama o altınları yine alır.
Hepsini fukaraya dağıtır.
www.gonulsultanlari.com