Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Çok sadaka verirdi
10.10.2015
Ahmed Mekkî Efendi’nin maddî durumu iyi değildi.
Bir maaşla geçinirdi.
Bununla berâber çok da sadaka verirdi.
Bu, dikkatimi çekerdi benim.
Kadıköy iskelesinden müftülüğe kadar, yol üstünde aralıklarla oturmuş dilenciler vardı o zamanlar.
Mekkî Efendi merhametliydi.
Bunlara mutlaka bir şey verip sevindirirdi.
Ben içimden;
"Bu dilencilere vermese olmaz mı sanki?" diye düşünürdüm.
Bir gün yine böyle düşünüyordum.
Mübârek, bana dönüp;
"Essadakatü tedfe'ül belâ ve tezîdül ömür" dedi.
Anlamadım tabii.
İlk defâ duyuyordum.
O zaman yirmi şaşındaydım.
Üstelik Arapça bir ibâreydi bu.
Hemen sordum:
“Bu okuduğunuz nedir efendim?”
“Hadîs-i şerîf.”
“Ne mânâya geliyor acabâ?”
“Sadaka, gelecek belâları önler ve ömrü uzatır, Efendimiz öyle buyuruyor.”
Öyle düşündüğüme pişmân olmuştum.
Tövbe ettim hemen.
● ● ●
Bir gün bu zata:
“Dünyâ sevgisinden kurtulmak nasıl olur efendim?” diye sordular.
Cevâbında;
“Bunun için âhirette işe yarıyan işlere yapışmak, yâni İslâmiyet’in iyi olarak bildirdiği işleri yapmak lâzımdır” buyurdu.
www.gonulsultanlari.com