Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Hakkımızı helâl etmeyiz!
21.10.2015

Ben üniversitede okurken, ayrıca bir işte çalışıp da para kazanmama, annem babam râzı olmayıp;
“O işten ayrıl, biz sana her ay para göndeririz!” dediler.
Ben onlara;
"Çok mübârek ve âlim bir zâtın yanında çalışıyorum" dediysem de;
“Hayır, ayrılacaksın, yoksa hakkımızı helâl etmeyiz” dediler.
Bunu, Müftü Efendi'ye arz ettim.
“Benim rızâm yok!” buyurdu.
Zor durumda kalmıştım.
O zamanki câhilliğime göre ayrılmaya karar verip bir ay işe gitmedim.
Bir akşam, âbimlere gitmiştim.
Otururken kapı çalındı.
Açtığımızda Ahmed Mekkî Efendi'yi gördüm kapıda.
Eyvaah!.. Ne yapacağımı, nereye saklanacağımı bilemedim.
Âdeta yakalanmıştım.
Ama o, hiçbir şey olmamış gibi davrandı bana.
Eskisi gibi hâlimi hatırımı sordu.
Ve bana bir “zarf” uzatıp;
“Bu ayki maaşın!” buyurdu.
Ertesi gün babamdan bir telgraf gelmiş müftülüğe.
"Oğlum Abdüllatîf işten ayrılmasın" diye yazıyormuş.
Utana sıkıla müftülüğe gittiğimde büyük bir sevinçle karşıladı beni.
Muhabbetle sarılıp;
“Hoş geldin!” dedi.
Öyle çok sevindi ki, o anda müftülükte bulunan on kişiye dönüp;
“Hepinizi, Abdüllatîf’in şerefine bu gün öğlen yemeğine dâvet ediyorum” buyurdu.
Ve mükellef bir ziyâfet çekti bize.
Nûr içinde yatsın.


www.gonulsultanlari.com