Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Çok da vefâkârdı
23.10.2015

Kadıköy müftülüğünde çalıştığım yıllarda cumartesi günleri yarım mesâi vardı.
Bir cumartesi mesâi bitti.
Tam çıkıyorduk kapıdan.
Ahmet Mekkî Efendi, bana;
“Gel, eczacı Fâtih Beyin annesini ziyârete gidelim. Zavallının beyi vefât etti, iki oğlundan Metin İngiltere'de, Fâtih de askerde, gidip duâsını alalım” buyurdu.
Meğer Fâtih beyin babasını çok severmiş.
Ve ailece görüşürlermiş.
O gün birlikte Fâtih’te Müstakimzâde sokağındaki evlerine gittik.
İçeri girip oturduk.
Hâl hatır sorup gönlünü aldı.
Câliyet-ül ekdâr kitâbını çıkardı.
Salevât-ı şerîfeler okudu ona.
Okuyan ferahlarmış.
Fâtih beyin rahmetli annesi, kapı dibinde diz çöküp dinledi.
Sonra ayrıldık.
Rahmetli teyze, o günkü ziyâretimizi hiç unutamadığını zaman zaman söylerdi bana.
İşte "vefâkârlık" bu olsa gerek.
● ● ●
Bir gün kendisine;
"Sâdık kul kimdir?" dediler.
Cevâbında;
"Sâdık kul, Allahü teâlâdan başka her şeyi kalbinden çıkaran ve Onun kaderine rızâ gösteren kişidir” buyurdu.
“Muhlis kimdir?” dediler.
Cevâben;
"Muhlis, Allahü teâlâyı seven ve Peygamber Efendimizin emirlerine uyan kimsedir” buyurdu.


www.gonulsultanlari.com