Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Çay için söylenen beyit
24.10.2015

Yıl 1966
Bendeniz Kadıköy müftülüğünde "müftülük kâtibi" olarak çalışıyorum.
Müftümüz, Ahmed Mekkî Efendi. “rahmetullahi aleyh”.
Derin âlim.
Kalp gözü açık bir evliyâ.
İkimiz de Fâtih'te oturuyorduk o zaman.
Sabahları müftülüğe ayrı ayrı giderdik.
Ama akşamları, birlikte dönerdik Fâtihe.
Vapurda hiç boş durmazdı.
Umûmiyetle "Câliyet-ül ekdâr" isimli salevâtı şerîfe kitâbını okurdu.
Bâzen de beyitler okurdu.
Ve onları yazdırırdı bana.
“Bunları ezberle! Gün gelir, dost sohbetlerinde işe yarar” buyururdu.
Bir gün de şu beyti yazdırdı:
Meclis-i erbâb-ı dil,
bir lâhza sensiz kalmasın.
Hürmetin inkâr eden,
dünyâda hürmet bulmasın.

Defterimi çıkarıp yazdım hemen.
Kendi kendime;
"Bu beyit, herhâlde büyük bir zât için söylenmiş olmalı" dedim.
Ve sordum hemen:
“Efendim, bu beyit hangi mübârek zât için söylenmiş acabâ?”
Mübârek güldü.
Ve “Çay için söylenmiş” buyurdu.
● ● ●
Bir gün sevdiklerine:
“Rabbimizin rızâsını kazanmanın en kestirme yolu, Onun kullarını sevindirmektir” dedi.
Bir gün de;
“Bir insanı bir dünyâ sıkıntısından kurtarmak, bütün cihânın nâfile ibâdetlerinin toplamından daha çok sevaptır” buyurdu.


www.gonulsultanlari.com