Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Hiç zannetmiyorum
31.10.2015
Ahmed Mekkî Efendi'nin “rahmetullahi aleyh” yanında müftülük kâtibi olarak çalıştığım günler, ömrümün en kıymetli günleriydi.
Maaşımdan, elbiselik kumaş alıp hediye etmiştim kendilerine.
Açık mavi, kıymetli bir kumaştı.
Kabûl buyurdu.
Çok da memnun oldu.
Dostlarından rahmetli terzi Hâbil amca'ya diktirmeye verdik berâberce.
Sonra provaya gittik.
Hâbil amca prova yaptı.
Ve “Efendim, bu elbiseyi sıhhat ve âfiyetle uzun yıllar giyersiniz inşallah” diye duâ etti.
Ben de içimden;
"Âmin" dedim.
Çünkü onu çok seviyordum.
Uzun yaşamasını istiyordum.
Ama Mekkî Efendi;
“Hiç zannetmiyorum, bu elbiseyi fazla giyemiyeceğim” buyurdu.
Üzülmüştüm.
Tuhaf gelmişti bu sözü bana.
Hatta içimden;
"Niye böyle söylüyor ki?" dedim.
Ama gerçekten de fazla giyemedi.
Birkaç ay sonra vefât etti.
Yıl 1967
Eylül'ün 6'sıydı.
Cenâb-ı Hak şefâatine kavuştursun.
● ● ●
Bir gün kendisine;
“Efendim, Allahü teâlânın bir kulundan râzı olduğu nasıl anlaşılır?” diye sordular.
Cevabında;
“O kulun ibâdet yapmaktan ‘lezzet’ alması ve günâhlardan ‘nefret’ duymasıyla anlaşılır” buyurdu.
www.gonulsultanlari.com