Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Sözümü dinler misin?
30.11.2008

Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, bir gün bir evde bâzı talebesiyle sohbet ediyordu.
Vakit, akşam üzeriydi.

Âniden sohbeti kesip, Molla Necmeddîn adlı talebesine dönüp sordu:
- Sana bir şey söylesem yapar mısın?
- Yaparım hocam.

- Günah iş söylesem de yapar mısın?
- Nasıl günah hocam?

- Meselâ hırsızlık yapmanı istesem, yapar mısın?

Molla Necmeddîn, durdu, düşündü ve;
- Mâzur görün hocam, yapamam, dedi.
Böylece îtiraz etti hocasına.

Büyük Velî bir başka talebesine sordu:
- Sen yapar mısın evlâdım?
- Yaparım hocam.

- Hırsızlık da olsa yapar mısın?
- Yaparım efendim.

- Pekâlâ, şu karşıda gördüğün mütevâzı ev var ya.
- Evet hocam.

- O eve git. Duvardan atlayıp içeri gir. Odanın köşesinde bir torba altın olacak, onu al bize getir.

Genç talebe;
- Başüstüne hocam, dedi.

Ve fırlayıp gitti o eve.
O altınları getirdi hocasına.

Ancak diğer talebeler çok merak etmişlerdi bunun hikmetini.
Nihâyet sabah oldu.

Aynı talebeye o altınları vererek;
- Al bunları, götürüp ev sahibi yaşlı kadına teslim et. Merak ederse, "Bu gece hırsız girip çalacaktı bu altınları. Biz, onlardan önce davranıp kurtardık" dersin, buyurdu.

Delikanlı yine;
- Baş üstüne hocam, dedi.
Ve emri getirdi yerine.

Büyük Velî, sözünü dinlemeyen Molla Necmeddîne dönüp;
- Eğer "Peki" deyip sözümü dinleseydin, sana pekçok gizli şeyler âşikâr olacaktı, buyurdu. Fakat ne yapayım ki, nasîbin yokmuş.


www.gonulsultanlari.com