Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Hediyeyi kime verdin?
13.12.2008

Bir Velî zat, bir kimsenin eline kıymetli bir "Hediye" verip;
- Bunu al, mektebin en güzel talebesi hangisiyse ona ver! buyurdu.

Adam;
- Peki efendim deyip çıktı.

Kendi çocuğu da o mektepteydi.
Yüzlerce çocuk içinden kendi oğluna verdi o hediyeyi.

Geri geldiğinde o Velî sordu:
- Hediyeyi kime verdin?
- Kendi oğluma verdim efendim.

- Niçin?
- Baktım, baktım, ondan daha güzelini göremedim efendim.

Velî zat tebessüm edip;
- İşte kıyâmet gününde de Allahü teâlâ, "Rahmet hediyesi"ni Muhammed aleyhisselâma verir. O da mahşer yerine gelir. Mahşer halkına bakar, bakar, kendi ümmetinin günahkârlarına verir o hediyeyi.

Hak teâlâ;
- Ey Habîbim! Senin ümmetin girmedikçe, diğer ümmetler Cennete giremezler, buyurur.

NİÇİN YEMEZSİNİZ?

Zenginin biri, bir Veliyi yemeğe dâvet eder.
O mübarek gelir, oturur sofraya.
Ancak yiyemez.

Ev sâhibi sorar:
- Efendim, niçin yemezsiniz?

- Benim, ciğerparelerim evde aç ve susuz beklerken nasıl yiyebilirim?

Adam derhal bir sofra daha hazırlayıp gönderir evlerine.
O Veli, o zaman yer ve şöyle anlatır:

Kıyâmet gününde de Hak teâlâ, Habîbini Cennete dâvet eder.
Ancak ümmetin günahkârları mihnet ve zahmettedirler.
Onları bu halde bırakıp da Cennete girmez.

Ellerini açıp;
- Yâ Rabbî, ya beni ümmetimle berâber Cehenneme gönder, yâhut onları da benimle Cennete sok, diye yalvarır.

Cenabı Hak cevaben;
- Ey Sevgili Habîbim! Cehennem sana haramdır. Ümmetini al da birlikte Cennetime girin, buyurur.


www.gonulsultanlari.com