Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Hiç karşılık vermedi
10.01.2009

Bir gün birisi hakâret etmişti Behâeddîn-i Buhârî hazretlerine.
Ama hiç karşılık vermedi mübârek zat.
Onu üzecek bir davranışta bulunmadı.

Aradan bir müddet geçti.
Birden hastalanıp, "ölüm" hâline geldi o adam.

Hatâsını anlayıp, pişmân oldu yaptığına.
Ve affetmesi için haber gönderdi bu "büyük Velî"ye.

Mübârek zat, merhamet etti yine.
Ziyaretine gidip;
- Nasılsın? diye sordu.

Adam kendini zorlayıp;
- Çok hastayım efendim, diyebildi.

Büyük zat, onu tesellî edip;
- Tek şifâ verici Allahü teâlâdır, buyurdu. İnşallah sana da şifâ verir.

Duâsı kabul oldu.
Ve ânında iyileşip kalktı adam.
Hiçbirşeyi kalmamıştı.

Elerine yapışıp;
- Sizi incittim efendim, ama çok pişmânım, ne olur beni affedin, dedi.

Büyük Velî gülümseyip;
- Evet, o zaman kalbimiz incinmişti. Ama şimdi gönlüm size karşı tertemizdir, müsterih ol, buyurdu.

Ve ilâve etti:
- Şunu unutma ki, Allah dostları kınından çıkmış "Kılıç" gibidirler. Fakat o kılıçla kimseye vurmazlar. Belâsını arayanlar, kendileri gelip vururlar boyunlarını o kılıçlara.

O kimse çok duygulanıp;
- Bana nasîhat eder misiniz, diye ricâ etti.

Büyük Velî;
- Nefsine, bir an bile fırsat verme, buyurdu. Dâima baskı altında tut, ez onu. Yoksa o, baş kaldırıp seni ezer. Nefsine ne kadar muhâlefet edersen, o kadar iyi netîcelerine kavuşursun.

Şöyle bitirdi:
- Nefse uymamak, hep iyilik getirir. Her dert ve musîbet de, ona uymaktan gelir.


www.gonulsultanlari.com