Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
İlk günden âşık oldum
18.01.2009
Behâeddîn-i Buhârî kuddise sirruh hazretlerinin bir talebesi anlatıyor:
Ben Semerkant'ta iken bir ara; "Buhara'da Behâeddîn-i Buhârî hazretleri var ki, büyük bir Velî olup, çok da kerâmetleri var" diye işittim birinden.
Onu görmek için Buhâra'ya gittim.
Annem, harçlık olarak "dört altın" dikmişti gömleğime.
Buhâra'ya varıp, o "büyük Velî"nin sohbetine katıldım.
Beni de talebeliğe kabul etmesini çok istiyor, ama söylemeye cesaret edemiyordum.
Nihâyet kendisi kulağıma eğilip;
- İsteğini yaparız, ama altın vermen lâzım, buyurdu.
- Ben fakir biriyim, dedim. Bende altın ne arasın.
Gülümseyerek;
- Annenin, gömleğine diktiği dört altın var ya, buyurdu
Çok utandım ve mecburen o altınları çıkarıp azettim.
Onları alıp, uzattı bir çocuğa.
Fakat almadı çocuk.
Hattâ yüzünü buruşturdu.
Ben ise sevinmiştim almadığına.
Başka bir gün, bir fırsatını bulup;
- Beni ne zaman talebeliğe kabul edeceksiniz? diye sordum.
O zaman, o "dört altın"ı isteyip, çocuklarından birine verdi yine.
Fakat o da reddetti.
Ben ise sevinmiştim yine.
Ben, bu olanlardan hatâmı anlar gibi oldum.
Zîra kalbimde "altın sevgisi" vardı hâlâ.
Ben böyle düşünürken, bana bakıp;
- Evet öyledir, buyurdu. Kalbte altın sevgisi, bu yolda bulunmaya mânidir.
"Ben bundan kurtulmak istiyorum" diye düşünürken, bir nazar etti bana.
İşte ne olduysa o anda oldu.
"Altın sevgisi" çıkıp gitti kalbimden.
Yerine "Allah sevgisi" doldu.
Ve o zaman talebeliğe kabul edildim elhamdülillah.
www.gonulsultanlari.com