Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Çocuk kokusu geliyor
29.01.2009

Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin bir talebesi anlatıyor:

Biz önceleri Taşkent'te ikâmet ediyorduk.
Hocamı görmek için Buhâra'ya giderdim bazen.

Bir gün, yine içimden; "Hocana git!" diye bir ses duydum.
Zîra çok özlemiştim kendilerini.
O gün hazırlanıp çıktım yola.

Yola çıkmadan, hanımım bir miktar altın getirip;
- Bunları o zâtın önüne koy, dedi.

- Niçin gönderiyorsun? dedim.
- Şimdilik gizli kalsın, sonra söylerim, dedi.

Isrâr etmeden aldım ve gidince hocamın önüne bıraktım onları.

Hocam, tebessüm ederek;
- Bu altınlardan "Çocuk kokusu" geliyor, buyurdu.
Meseleyi anlamıştım.

Sonra sözüne devamla;
- Ümîd ediyorum ki, cenâb-ı Hak yakında size bir "erkek çocuk" verir, buyurdu.

O duânın bereketini gördük çok geçmeden.
Bize, bir "sâlih oğul" verdi Hak teâlâ.

GÜNAHIN KÜÇÜĞÜ OLMAZ

Bir gün de bâzı sevdikleri;
- Efendim günahın küçüğü büyüğü olur mu? diye sordular bu zâta.

Cevâben;
- Günahlar, küçük ve büyük diye ayrılırsa da, aslında hepsi "büyük"tür, buyurdu.

Ve ilâve etti:
- Küçük de olsa günah günahtır. Allaha isyandır yâni. Âciz bir kulun, kendi Yaradanına isyan etmesi ne demektir, bir düşünsenize.

Sözüne devamla;
- Sonra küçük günah işleyen, yavaş yavaş büyükleri de işlemeye başlar, buyurdu. Büyük günahlara dalan da küfre girebilir. Onun için müslüman çok korkmalıdır.

Şöyle bitirdi:
- Çünkü "Îman" bir kelimeyle kazanıldığı gibi, bir kelimeyle de kaybedilebilir. Titremek, korkmak lâzım.


www.gonulsultanlari.com