Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Ben ona ağlamıyorum ki
30.01.2009

Semerkant'ta medfun Muhammed bin Fadl Belhî hazretleri, bir gün şunu anlattı sohbetinde:

Nuh aleyhisselâm zamanında insanlar "bin sene" kadar yaşarlardı. O devirde bir kadının oğlu öldü. Kadıncağız iki gözü iki çeşme ağlıyordu ki, komşu bir kadın tesellî etti onu:

- Niye bu kadar ağlıyorsun komşu. Allahü teâlânın takdîri böyleymiş.

Dertli kadın;
- Elbette, öyledir, dedi. Ama ben ona ağlamıyorum ki.

- Ya neye ağlıyorsun?
- Yavrum fazla bir gün görmedi de. Annelik şefkatiyle ağlıyorum işte.

- Oğlun kaç yaşındaydı ki?
- İkiyüzyetmişbeş.

- Vah vah! Gerçekten gençmiş. Ama yine de şükret kardeş. Sen böyle ağlarsan, âhir zamanda gelecek ümmet ne yapsın?

- Onların ömürleri kısa mı olacakmış?
- Evet. Ancak elli altmış sene.

- Yaa, peki onlar bizim gibi ev de yapacaklar mıymış acabâ?
- Hem de kaç tâne. Köşkleri, sarayları bile olacakmış.

- Hayret, ben onların yerinde olsaydım, bu kadarcık kısa ömürde çadırımın kazığını bile değiştirmezdim.

DOĞRUYU BULMAK İÇİN

Bir gün bu zata gelerek;
- Efendim, doğru yolu bulmak için, çok mu kitap okumak lâzım? diye sordular.
- Hayır, çok kitap okumak değil, doğru kitabı çok okumak lâzım, buyurdu.

Ve daha açıkladı:
- Yâni rastgele "yüz kitap" okuyacağınıza, bir doğru kitabı "yüz defa" okuyun!

MERTLİK NEDİR?

Bir gün de;
- Fütüvvet nedir? diye sordular bu zâta.

- Fütüvvet, mertlik demektir ki, seni sevmeyene ihsanda bulunmak, sevmediğinle de tatlı konuşmaktır, buyurdu.

- Bu, çok zor efendim, dediler.
- Evet zor. Ama mârifet, zoru başarmaktır, buyurdu.


www.gonulsultanlari.com