Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Ayağa kalkmazlardı
1.02.2009
Efendimiz aleyhissalatü vesselâm, eshabının yanına gelseydi, oturan sahabiler aleyhimürrıdvan ayağa kalkmazlardı. Enes bin Malik radıyallahü teâlâ anh diyor ki:
Çünkü kalkmalarını istemezdi.
Ayrıca, baş köşeye geçip oturmaz, boş gördüğü bir yere otururdu.
- Resulullaha on sene hizmet ettim. Bu on sene içinde Onun bana hizmeti, benim Ona hizmetimden daha çoktur.
Yine o anlatıyor:
Her sabah namazından sonra, nur yüzünü eshaba döndürüp sorardı:
- Hasta bir kardeşimiz var mı?
Varsa, birkaç sahabi ile ziyaretine giderdi.
Yoksa, sorardı yine:
- Cenazesi olan var mı?
Var denirse, yardımına giderdi.
Yoksa, tekrar sorardı:
- Bu gece, rüya gören var mı?
Varsa, tabir ederdi.
HAREKETİN NE ÇİRKİNDİR
Yine o anlatıyor:
Resulullah Efendimiz, bir gün gazilere ganimet dağıtıyordu ki, cahil bir köylü geldi ve Efendimizin yakasına yapışıp;
- Yüklet benim deveme de. Nasılsa şahsi malından vermiyorsun, deyiverdi.
Efendimiz üzülüp;
- Senin şu hareketin ne çirkindir. Karşılığında ne yaparım dersin? buyurdular.
Köylü büktü boynunu:
- Affedersin. Çünkü sen, kötülüğe iyilik edersin.
Efendimiz gülümseyip;
- Ganimetten buna da birşeyler verin! buyurdular.
HABİBİNİN HÜRMETİNE
Yine o naklediyor:
Ensardan bir genç vefat etmişti.
Peygamberimizle taziyeye gittik.
Gencin cenazesi henüz defnedilmemiş, kenarda duruyordu.
Gözü yaşlı annesi Efendimizi görünce;
- Yâ Rabbî, Habibinin hürmetine oğlumu bana geri ver! diye yalvardı.
Duası anında kabul oldu.
Delikanlı açtı gözlerini.
Hatta oturup birlikte yemek yedik.
www.gonulsultanlari.com