Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Devemi kaybettim
16.02.2009

Behlül Dânâ hazretleri rahime-hullahü teâlâ, Harun Reşid zamanında yaşamış bir Allah dostudur.

Bu zatı seven bir kişi, İslâma uymazdı ama her gece;
- Yâ Rabbî! Bana Cennetini nasib eyle! der, öyle yatardı.

Bir gece, yine böyle dua edip uyudu.
Az sonra, damda tıkırtılar duydu.

Uyanıp, çıktı dama.
Rastladı bir adama.

Seslendi:
- Hey! Ne arıyorsun orada?

- Devem kayboldu da, onu arıyorum.
- Allah Allah! Yahu damda deve aranır mı? Ne garip şey.

Damdaki, Behlül Dânâ hazretleriydi:
- Haklısın, damda deve aramak garip şey. Ama senin yaptığın daha da garip.

- Neymiş o ey Behlül?
- Yatakta Cenneti aramak.

- Ne demek istiyorsun?
- Yahu sen, yattığın yerde Cenneti istiyorsun. Hiç ibadet yapmadan Cennete gidilir mi?

Adam anladı hatasını.
- Haklısın, dedi.

BİL BAKALIM

Bir gün de Behlül Dânâ hazretleri, halife Harun Reşide;
- Sana bir sualim var, dedi. Bil bakalım, yerin üstünde, yerin altında ve göklerde en çok ne vardır?

Harun Reşid;
- Bunu bilmeyecek ne var? dedi. Yeryüzünde en fazla olan, bitki ve hayvanlar, yer altında ölüler, gökte ise meleklerdir.
- Hayır, bilemedin.

- Doğrusu ne peki?
- Yer altında çok olan, ölüler değil, ölülerin pişmanlığıdır. "Âah! Keşke daha çok ibadet etseydim" diye yanar tutuşurlar.

- Peki, yer üstünde çok olan nedir?
- Yaşayanların "hırs" ve "tamahları"dır.

- Göklerde en çok ne var?
- Bu, seninle ilgili.

- Ya, nedir o?
- Âdil hükümdarların kazandığı sevaplar.


www.gonulsultanlari.com