Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Kimseye söylemeyin
28.02.2009

Edirne Evliyasından Hırçın Baba rahime-hullahü teâlâ, bazı sevdikleriyle sohbet ederken Hac'dan bahseder.
Zira Haz mevsimidir.

Kâbeyi, tavafı anlatır.
Dinleyenler çok duygulanır;
- Ne güzel. Keşke biz de orada olsaydık, derler.

- Çok mu istiyorsunuz?
- Hem de pek çok efendim.

- Ama bir şartla! Kimseye demiyeceksiniz, buyurur.
Ve Allahü teâlânın izni ile, bir anda ulaştırır onları Beytullaha.

Tavaf yapıp geri dönerler.

ALLAH SENİ GÖRÜYOR

Bir gün de, genç bir Müslüman;
- Efendim! gözümü harama bakmaktan koruyamıyorum, diye dert yanar.

Mübarek zat sorar:
- Başkaları yanında da bakıyor musun evladım?
- Hayır efendim.

- Neden?
- Onlar görürse, utanırım.

- Evlat! Allahü teâlâ da seni görüyor.

Bu söz, çok tesir eder genç adama.
Bir daha bakamaz harama.

ALLAHIN İZNİYLE KALK!

Bir gün de bir kadın gelir ve;
- Efendi Baba! Kötürüm bir oğlum var. Ne olur, dua buyurun da şifaya kavuşsun, diye yalvarır.

Büyük Velî;
- Peki, çocuğu bir görelim, buyurur.
Birlikte eve giderler.

Çocuğun yanına yaklaşıp;
- Uzat elini evladım! buyurur.

Annesi girer araya:
- Uzatamaz efendim! Kötürümdür.

Mübarek zat, çocuğun elinden tutar;
- Allahın izniyle kalk! buyurur.

Çocuk kalkar ayağa.
Ve başlar yürümeye.

Kadın çok şaşırınca;
- Bacım! Niçin şaşıyorsun? buyurur. Cenâb-ı Hak her şeye kadir değil midir? Çocuğuna O verdi şifayı, biz değil.


www.gonulsultanlari.com