Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Ey su, çık yerden!
23.04.2009
Bir yaz günü, Ankara-Çamlıdere beldesinde kadınlar tarlada çalışmakta, Ali Semerkandi hazretleri ise sığır otlatmaktadır kırlarda.
Ancak namaz vakti geçmek üzeredir.
Büyük Velî abdest almak ister.
Ama su yoktur.
Asasını yere vurur.
- Ey su! Çık yerden! buyurur.
O anda gövde kalınlığında bir su çıkar.
Süratle yayılmaya başlar.
Kadınlar telâşlanır.
- Bu su da nerden çıktı? Ekinler zarar görecek, derler.
Büyük Velî, suya bakarak;
- Ey su! Şöyle belli belirsiz ak! diye seslenir.
O anda suyun hızı kesilir.
Öyle ki, aktığı belli belirsizdir.
ÇEKİRGE ÂFETİ
Bursada bir "çekirge afeti" zuhur eder.
Hububata çok zarar verirler.
Uğraşır, netice alamazlar.
Ali Semerkandi hazretlerine gelir;
- Çare nedir? derler.
O, asasıyla çıkardığı "su"dan verir.
- Bundan serpin, kâfi, buyurur.
Hakikaten o sudan serperler.
Çekirgeler, orayı terkederler.
Padişah çok sevinir.
Büyük zatı Bursaya davet eder.
Kendi bizzat karşılar, iltifat eder.
Büyük Velî;
- Bana müsade, der, izin ister.
Padişah üzülür:
- Az daha kalsaydınız, der.
Lakin O;
- Mazur görün sultanım, buyurur.
Padişah;
- Bir emriniz varsa yapalım, der.
Buyurur ki:
- Çamlıdere insanı fakirdir sultanım. Onlara bir ihsanda bulunsanız.
- Hayhay efendim, ama nasıl?
- Mesela, askerlikten af, vergiden muaf olsalar.
- Emriniz olur efendim, der.
Ve bir ferman yazdırıp, arzeder.
www.gonulsultanlari.com