Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Kibirli adamın akıbeti
24.04.2009

Abdülmecid Şirvani hazretleri rahime-hullahü teâlâ, Tokatta mütevazı bir hayat sürer.
İnsanları irşad eder.

Bir gün, bu şehre makam sahibi biri gelir.
İnsanlar, ziyaretine gider;
- Hoşgeldiniz, derler.

Ancak adam kibirlidir.
Ziyarete gelenlerin sayısı ona az gelir.

Asık bir suratla;
- Bu şehrin ahalisi bu kadar mı? der.
- Evet, derler.

- Başka kimse yok mudur?
- Takva sahibi bir zat var ki, dışarı çıkmaz pek. İlimle uğraşır.

Adamın sinirleri gerilir.
- O, eceline mi susamış ki bana gelmiyor, der.
Cevap vermezler.

Daha da sinirlenip;
- Haydi ne durursunuz! der. Gidin zorla getirin ki, cezasını yanınızda vereyim. Beni karşılamamak neymiş, ona göstereyim.

Derler ki:
- Efendim, burada bir âdet vardır ki, buraya kim gelirse, önce Ona gider, elini öpüp duasını alır. Lâyık olan, sizin ona gitmenizdir. Elini öpüp duasını alırsınız.

Daha da hiddetlenir.
- Tamam, yarın gideyim de cezasını vereyim. Herkese ibret olsun, der.

Bu zatı sevenler koşar;
- Efendim, bu çok zalim biridir. Gitmezseniz, zarar verebilir, diye arz ederler.

Cevabında:
- Üzülmeyin, buyurur. O bize değil, kendine zarar verir.

Ertesi gün, adam kibirle çıkar yola.
Bu Allah dostunun dergâhına gidecek, cezalandıracaktır güya.

Ancak tersi olur.
Zira atı huysuzdur.
Kendisi gururludur.

At huysuzlanıp, adamı yere vurur.
Bir "Allah adamı"nı uğratmak isterken zarara,

Tepe taklak olur.
Kendi girer mezara.


www.gonulsultanlari.com