Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Sultanlar rikâbında yürüsün
12.05.2009
Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri, hocası Üftade hazretlerine rahmetullahi aleyhima çok hizmet eder.
Ne emrederse, yerine getirir.
Çok duasını alır.
Üç sene sonra icazet alır.
İnsanlara ilim ve feyiz saçar.
Daha sonra hocası hastalanır.
Üstadına severek hizmet eder.
Hocası çok memnun olur.
Bir gün açar ellerini;
- Sultanlar, rikâbında yürüsün! buyurur.
Yani; "Sen, at üstünde giderken, Padişah ardınca yaya yürüsün" demek ister.
Çok geçmez, hocası vefat eder.
Ondan sonra insanlar Ona gelir.
Zengin fakir...
Yaşlı genç...
Hatta sultan ve vezir...
İstifade etmeye Ona gelir.
Sultan birinci Ahmed Han,
Üçüncü ve dördüncü Muradlar,
Sultan ikinci Osman,
Bu Velîyi "gönül sultanı" olarak bilir.
Duasını isterler.
Nitekim bir gün;
Sultan Ahmet Han, gider Üsküdara.
Bu Velîyi görür bir ara.
Kendisi at üstündedir, O ise yaya.
Edebinden yere iner.
Hürmetle yaklaşıp;
- Ey kıymetli üstadım! Lütfedip binseniz, der.
Bakar ki, Cihan Sultanıdır böyle diyen.
Hocasının sözünü hatırlar hemen.
"Sultanlar rikâbında yürüsün!" buyurmuştur kendisine.
Padişah, bindirir Onu atına.
Kendi düşer rikâbına.
Hüdayi hazretleri, at üstünde az gider.
Sonra durup, Padişaha;
- Bu teklifinizi bir sebeple kabul ettik, buyurur.
- Hangi sebep efendim?
- Üstadım, bir gün bana; "Sultanlar rikâbında yürüsünler" diye dua buyurmuştu. Hocamın o sözü yerine gelmiş oldu.
Sonra attan iner.
Yaya olarak evine gider.
www.gonulsultanlari.com