Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Misafirlik üç gündür
20.06.2009
Hafız Osman Bedreddin, Mahmud-u Samini hazretlerinin rahimehümullahü teala dergâhına geleli on gün olmuştu ki, hocası seslendi bir gün kendisine: Koşup geldi:
- Hafız, kurban!
- Buyurun hocam.
- Misafirlik üç gündür. Haydi hizmete başla artık. Bizim bir bostanımız var. Onu sulama sırası sende bugün.
- Başüstüne efendim, dedi.
Ve çıkıp bostana gitti.
Baktı ki, havuz dolu.
Suyu salıp başladı sulamaya.
Ama henüz bir evlek bile sulanmamıştı ki, su tükendi.
Koşup arzetti hemen.
- Hocam, havuzun suyu bitti.
Büyük zat gülümsedi:
- Bitmemiştir. Haydi git, gören gözle bak!
Havuzun yanına geldi tekrar.
Baktı ki, gerçekten havuz dolu.
Hem de ağzına kadar.
Sulamayı yapıp döndü dergâha.
İkindi vakti, hocası seslendi yine:
- Hafız kurban!
- Buyurun hocam.
- Bostana git. Biraz patlıcan topla getir! Zira yarın çok misafirimiz gelecek.
- Başüstüne efendim, dedi.
Ve koştu bostana.
Baktı ki, patlıcanlar henüz olmamış.
Gelip arz etti:
- Patlıcanlar henüz olmamış efendim.
Büyük Velî gülümsedi yine:
- Hafız kurban! Patlıcanlar olmuş. Haydi git! Gören gözle bak.
Geri dönüp baktı ki, gerçekten olmuş patlıcanlar.
O, bu kerametleri görüyor, ama bir türlü teslim olamıyordu. Çünkü "tütün" içiyordu. Bu vesvese o kadar çoğaldı ki onda, ayrılıp gitmeye karar verdi nihayet.
Samini hazretleri buna vakıf oldu.
Ertesi sabah geldi talebe arasına.
Celalliydi. Özetle;
- Bir kimse, tütün içiyor diye mürşidinden ayrılmayı düşünürse, bu talebeliğe yakışır mı? buyurdu.
Eh, muhatap belliydi.
Devamı yarın.
www.gonulsultanlari.com