Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Haydi, ne yapacaksan yap!
2.08.2009
Bir gün, Muinüddin-i Çeşti hazretlerine, bir kimse gelip, karşısında edeb ve hürmetle durdu ve;
- Efendim, çoktandır zat-ı alinizi görmek istiyordum. Çok şükür, bu gün sizi görmekle şereflendim, dedi.
Ama büyük zat, hiç iltifat etmedi bu sözlere.
Ve ona sertçe bakıp;
- Haydi ne için geldiysen, onu yap! buyurdu.
Adamın hali değişti birden.
Kızardı, bozardı.
Bütün âzâları titremeye başladı.
Ve ağlayarak;
- Efendim, asıl niyetim sizi öldürmekti. Lütfen affedin, çok pişmanım, dedi.
Sonra elini iç cebine soktu.
Bir "Bıçak" çıkardı.
Ve bu Veli'nin önüne koyup;
- Suçluyum, nasıl isterseniz, cezamı öyle verin, dedi.
Büyük Veli cevaben;
- Bu yolda, kötülük edene de iyilik yapılır, buyurdu.
Ve ellerini kaldırıp;
- Yâ ilahi! Bunu da sevdiğin kullarından eyle! diye dua etti.
Anında kalb gözü açıldı adamın.
Evliya oldu.
BİLE BİLE KILINMAZSA…
Bir gün, sevdiklerine;
- Namaz, çok mühim ibadettir, buyurdu.
Ve ekledi:
- İbadetler imandan değildir. Yani bir ibadeti terk etmek, imanı gidermez. Ama namaz için hüküm böyle değildir.
Sordular:
- Onun hükmü nasıldır efendim?
- Birçok büyük âlimler; "Bile bile namaz kılmayan ve namaz vakti geçerken üzülmeyen kimsenin imanı gider", buyuruyor, dedi.
Ve daha açıkladı:
- Yani namazı vazife kabul etmeyen, hiç özrü yokken kılmayan, kılmadığı için de üzülmeyen kimsenin imanı gider.
- Ya üzülüyorsa efendim?
- Üzülürse, imanlı olduğu anlaşılır.
www.gonulsultanlari.com