Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Öyleyse atmamışsın
27.08.2009

Hakim-i Tirmizi hazretlerinin "rahime-hullahü teâlâ" tasavvufla ilgili bir kitabı vardı ki, çok önemli ilimlerle doluydu içi.

Bu kitabı, bir gün bir talebesine verip;
- Bunu, götürüp Ceyhun nehrine at! diye emretti.

Talebe;
- Peki efendim, dedi.

Ve kitabı alıp çıktı oradan.
Vardı Ceyhun kenarına.

Ancak atmaya kıyamadı.
Zira içinde çok kıymetli bilgilerin olduğunu biliyordu.

Geri gelince, hocası sordu:
- Kitabı attın mı evladım?
- Attım efendim.

- Peki, ne gördün atınca?
- Bir şey görmedim hocam.
- Öyleyse atmamışsın. Kıymetini düşünüp, atmaya kıyamadın değil mi?

Genç mahcup bir vaziyette;
- Öyle oldu efendim, dedi.

Büyük Veli;
- Haydi tekrar git evladım, o kitabı suya at! Peki de, söz dinle, buyurdu.

Genç talebe;
- Peki hocam, dedi yine.
Ve kitabı suya atıp geri döndü.

Hocası sordu yine:
- Attın mı oğlum?
- Evet hocam, attım.

- Peki ne gördün?
- Atar atmaz, bir "sandık" çıktı sudan. Kitap, o sandığın içine düştü ve kapakları kapanıp suyun dibine doğru indi. Sonrasını göremedim.

Hocası bunları dinleyince;
- Tamam, şimdi atmışsın, buyurdu.

Delikanlı sordu:
- Hocam, bunun esrarını biz de öğrenebilir miyiz?

Buyurdu ki:
- Tasavvuf'la ilgili çok önemli bilgileri toplayıp, bir risale yazmıştım. Fakat onlar öyle "ince bilgiler"di ki, bu zamanın insanları bunları anlamaktan acizdiler. Bu kitabı "Hızır aleyhisselâm" istedi benden. Sen onu suya atınca, vazifeli bir balık onu alıp, "hazret-i Hızır"a teslim etti. Şimdi anladın mı?

- Anladım hocam. Bağışlayın.


www.gonulsultanlari.com