Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Diyar diyar dolaştı
28.08.2009

Abdullah-ı Ensari "rahime-hullahü teâlâ", Hanbeli mezhebinde büyük hadis âlimidir.
Nesebi, Ebâ Eyyüb-i Ensari hazretlerine ulaştığı için "Ensari" ismiyle meşhur olmuştur.

Herat şehrinde, seksenbeş yaşlarında vefat etti.
Dört yaşında iken ilim tahsiline başlayıp, bütün din ilimlerine vakıf oldu.

"Üçyüzbin"
den fazla hadis-i şerif ezberledi.
Bütün vakitlerini ilimle geçirir, bu yüzden yemek yemeye bile vakit bulamazdı.

Annesi, lokma lokma yedirirdi eliyle.
Hadis-i şerif toplamak için diyar diyar dolaşıp, nice sıkıntılara katlandı.

Mesela bir gün, ders notlarıyla bir yere gidiyordu ki, şiddetli bir yağmura tutuldu birden.
Ders notları ıslanmasın diye rüku vaziyetinde gitti uzun yolları.
Çünkü o notlar, canından kıymetliydi onun için.

Kendisi anlatıyor:
Kışın, cübbem yoktu.
Hele bizim diyarda, havalar çok soğuk olurdu.
Evimde, tek bir "hasır" vardı.
Bir de "kerpiç".

Bir de yorgan olarak kullandığım bir "keçem" vardı ki, o da kâfi gelmiyordu. Başıma çeksem, ayağım açılır, ayaklarıma çeksem, başım açık kalırdı.
Ama dert değildi bunlar.
Asıl dert, "günah işlemek"ti bizim için.

MÜRŞİDİNİ İNCİTİRSE…

Bu zat, bir sohbetinde;
- Bir hakiki mürşidin sohbetine kavuşmak, en büyük nimettir, buyurdu.

- Neden efendim? dediler.
- Çünkü o büyüklerin bir şefkatli nazarı, kalbteki karartı ve pasları temizler. Kâbe, Mina, Arafat her zaman bulunsa da böyle "mübarek bir zat" her zaman ele geçmez. Bu yolda ilerleten vasıta, böyle kâmil bir zata "sevgi" ve "itaat"tir, buyurdu.

Ve ekledi:
- Ama o mürşidin kalbi incitilirse, bundan büyük "felaket" olmaz işte.


www.gonulsultanlari.com