Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Hıçkırarak ağlıyordu
3.09.2009
Ebu Bekr-i Verrak hazretleri "rahime-hullahü teâlâ" öldükten sonra, bir sevdiği Onu rüyada gördü.
Baktı ki, hıçkırarak ağlıyor.
Yanına yaklaşıp;
- Niçin ağlıyorsunuz? diye sordu.
Cevaben;
- Öldüğüm günden beri, hep böyle ağlıyorum, buyurdu.
Adam merak etmişti:
- Ama neden efendim?
- Burası Müslüman kabristanı kardeşim. Ama iman ile gelen pek az malesef. Şöyle ki, on kişiden, ancak bir kişi imanla geliyor buraya. Nasıl ağlamayayım, buyurdu
İLİM, AMEL, İHLAS
Bu zat, bir gün de sohbetinde;
- Dinimiz üç esastır, buyurdu. İlim, amel ve ihlas.
- İlim'den maksat nedir efendim? dediler.
- İslâmiyeti öğrenmektir, buyurdu.
- Amel nedir hocam?
- Öğrendiklerini tatbik etmektir.
- Ya ihlas efendim?
- İhlas, samimiyet demektir. Bir iş, "Allah için" yapılmazsa, hiç kıymeti olmaz. Bir amelin Allah indinde makbul olması için, mutlaka İhlasla yapılması lazımdır, buyurdu.
Ve daha açıkladı:
- Bir amelin, bir işin halisi ile bozuğu birbirine çok benzese de, ayrıdır. Nitekim "hakiki çiçek" ile yapma, "sun'i çiçek" ne kadar benzeseler de ayrıdırlar, öyle değil mi?
- Evet efendim.
- Hakiki çiçeği koklayın, hoş kokar. İşte bunun gibi halis ibadet de mis gibi kokar.
ÖYLE PİŞMAN OLUR Kİ…
Bir gün de sohbetinde;
- Öyle zaman olur ki, cenâb-ı Hak, kulunu ibadetle meşgul eder. Fakat şeytan o kimseyi "ucb" ve "kibr"e itip, felakete sürükler, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Yine öyle olur ki, Hak teâlâ, kuluna günah işletir. Ama o, öyle pişman olur, öyle üzülür ki, bu pişmanlığı, derecesinin yükselmesine sebep olur.
www.gonulsultanlari.com