Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Sultan hürmet ederdi
15.09.2009
Seyfeddin-i Faruki hazretleri, İmam-ı Rabbani hazretlerinin "rahime-humallahü teâlâ" torunudur.
Zamanın sultanını, dini yönden terbiye için, emirle Delhi'ye gitti bir gün.
Tam şehre girecekti ki, kapının iki yanında puta benzer "heykeller" görüp durdu.
Ve yanındakilere dönüp;
- Gidiniz, sultana haber veriniz. Bu heykeller buradan kalkmadıkça bu şehre girmeyiz, buyurdu.
Zamanın sultanı Âlemgir Han idi.
Derhal tâlimat verdi ilgililere.
Ve kaldırttı o putları oradan.
Hatta talebesi olup, çok saygı ve hürmet gösterdi kendisine.
Yetki ve selahiyet verdi dini sahada.
Hindistan'da yayılmış ne kadar "bid'at" varsa, Onun bereketiyle ortadan kalktı tamamen.
Unutulmuş sünnetler çıkarıldı ortaya.
Velhasıl İslâmiyet yeniden ihya oldu.
Devlet adamları, kumandanlar, vezirler, Onun sohbetleriyle hidayete kavuştular.
Ona, öyle saygılı davranırlardı ki, O otur demedikçe oturmaz, ayakta beklerlerdi.
Sohbetinde, binlerce fasık, facir ve kâfir hidayete kavuştu.
ŞEHZADE ZOR GİRDİ
Sohbetleri öyle kalabalık olurdu ki, içeri girmek kolay olmazdı izdihamdan.
Hatta bir gün, Sultanın oğlu şehzade A'zam, babasının emriyle bu zatın sohbetine geldi bir gün.
Ancak kolay giremedi.
Zira kapıda büyük izdiham vardı o geldiğinde.
Kalabalık içinden zor sıyrılarak, güçlükle içeri girebildi ve şereflendi bu zatın sohbetiyle.
Hatta öyle oldu ki, başından sarığı düştü.
Kaftanı çıkacak gibi oldu arkasından.
Akşam eve gelince, yaşadıklarını anlattı sultan babasına.
Sultan, üzüleceğine çok sevinip;
- Allahü teâlâya şükürler olsun. Bize öyle "büyük bir Veli" nasib etti ki, biz bile huzuruna zor girebiliyoruz, dedi.
www.gonulsultanlari.com