Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Siz onu tanıyor musunuz?
11.10.2009

Seyyid Emir Külal "rahime-hullahü teâlâ", ilim ve marifette devrinin bir tekiydi.
Sayesinde çok insan kavuştu hidayete.
Daha doğmadan görülürdü kerametleri.

Bir gün, Medine'den bir gurup insan geldi o beldeye.
Hepsi de ilim ehli kişilerdi.
Maksatları, Emir Külal hazretlerini ziyaret etmekti.

Buhara'ya gelince;
- Suhari beldesine nasıl gidebiliriz? diye sordular ahaliye.

Zira bu beldede otururdu büyük Veli.
Ancak halk, bunları ilk defa görüyorlardı o beldede.

Onlara bakıp;
- Suhari beldesinde sizin ne işiniz var? diye sordular.
- Emir Külal hazretlerini ziyaret edeceğiz.

- Siz onu tanıyor musunuz ki?
- Elbette. Bizim hocamız olur kendileri.

Onlar, Emir Külal hazretlerinin vefat ettiğini söyleyince, çok üzüldüler.
Keder kapladı içlerini.

Sordular hemen:
- Ne zaman vefat etti?
- Bir ay önce.

- Oğullarıyla görüşebilir miyiz peki?
- Tabii, niçin olmasın.

- Madem hocamız vefat etmiş, bari oğullarıyla görüşelim, deyip ayrıldılar oradan.
Suhari beldesine gidip oğullarıyla görüşüp, sohbet ettiler.

Bir ara sordu o gençler:
- Sizler Medine'den geliyorsunuz değil mi?

- Evet.
- İyi ama babamız Medine'ye hiç gitmedi ki. Böyleyken nasıl sizin hocanız oluyor?

Cevap olarak;
- Emir Külal hazretleri o yerlerde meşhurdur. Bizden başka binlerce talebesi var oralarda. Babanız, bizim diyarda çok sevilir ve tanınır, dediler.

Çocukları şaşırdılar:
- Öyle mi?

- Evet. Hele hac mevsiminde muhakkak gelirdi Medine'ye, görüşür, sohbet ederdik. Bu sene gelmeyince, merak edip de geldik buraya.


www.gonulsultanlari.com