Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Rehbersiz olmaz
18.10.2009
Ahmed Abdülhak Raduli "rahime-hullahü teâlâ", gençliğinde İslâmiyeti öğrenip ona göre yaşamayı çok istiyor, ama bu işin rehbersiz olmayacağını iyi biliyordu.
Onun için bir mürşid aramaya başladı.
Bir gece rüyasında;
- Aradığın rehber, Pani-püt şehrindedir, denildi kendisine.
Sevinç içinde uyandı.
Ve Ona kavuşmak için çıktı yola.
O mürşit, Celaleddin-i Pani Püti hazretleriydi ve bu gencin yola çıktığı, keşf olundu kendisine.
Talebesini toplayıp;
- Çocuklar! Nefis yemekler yapın ve mükellef bir sofra donatın ki, kıymetli bir misafirimiz geliyor, buyurdu.
Sofra hazırdı az sonra.
Ve beklenen misafir geldi .
Kendisini iltifatlarla karşıladılar.
Ancak o, kendisine gösterilen bu ilgi ve tezahüratı görünce, atını döndürüp, hızla uzaklaştı oradan.
"Aradığım bu değil" dedi içinden.
Mürşidini başka yerlerde arayacaktı.
O gün akşama kadar at sürdü bu niyetle.
Akşam vakti, bir yerleşim birimine gelince sordu ilk rastladığı adama:
- Burası neredir?
- Pani-püt şehridir.
- "Allah Allah! Pani-püt şehrinden ayrılalı saatler oldu" dedi içinden.
O gece dinlenip, sabahleyin yola çıktı tekrar.
At koşturdu saatlerce.
Yine akşam üzeri bir yere gelip sordu birine:
- Bu şehrin adı nedir?
- Pani-püt.
Şöyle etrafına bir bakındı.
Bir de ne görsün?
Celaleddin-i Pani Puti hazretlerinin dergâhı önünde değil mi.
O zaman anladı işin hikmetini.
"Aradığım, galiba bu zat. Çünkü beni bırakmıyor. Ben uzaklaşmak istedikçe, O manevi bir bağ ile kendine çekiyor" dedi.
Büyük bir iştiyakla girdi içeri.
Bir zaman sonra "Evliya" olarak çıktı o dergâhtan.
www.gonulsultanlari.com