Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Siz mi beni buldunuz?
23.10.2009
Alaaddin-i Attar hazretleri "rahime-hullahü teâlâ", bir gün talebesiyle sohbet ediyordu ki, bir ara sohbeti kesip;
- Siz mi beni buldunuz, yoksa ben mi sizi? diye sordu talebelere.
Talebeler;
- Biz fakirler sizi bulduk efendim, dediler.
O zaman;
- Peki, bulun beni öyleyse! buyurdu.
Ve bir anda kayboldu gözden.
Göremiyorlardı bir saniye önce karşılarında olan hocalarını.
Hata ettiklerini anladılar.
Ağlayıp, yaşlar aktı gözlerinden.
Büyük pişmanlık içinde;
- Hata ettik efendim, affedin. Elbetteki siz bizi buldunuz, dediler.
Böyle der demez gördüler yine hocalarını karşılarında.
Az önceki yerinde oturuyordu.
İLİM, AMEL, İHLAS
Bu zat, bir sohbetinde;
- İslâmiyetin dayandığı üç esas vardır, buyurdu. Bunlar, ilim, amel ve ihlastır.
Sordular:
- İlim'den maksat nedir efendim?
- İslâmiyeti öğrenmektir.
- Amel'den maksat nedir efendim?
- Öğrendiklerini yapmaktır.
- Ya ihlas hocam?
- İhlas, samimiyet demektir. İnsan ibadetlerini ve her yaptığı işi "ihlas"la yapmalı ki, o amelin faydasını yarın mizanında görsün, buyurdu.
Ve daha açıkladı:
- İhlas, her işi Allah emrettiği için yapmaktır. Ve bu halis niyete, az da olsa bir "dünya menfaati" karıştırmamaktır.
Şöyle devam etti:
- Müminin "ihlaslı" ve "ihlassız" amelleri, mahşer günü birbirinden ayrılacak. Allah rızası için yapmadığı amellerden dolayı Rabbinin huzurunda çok mahcub olacaktır.
Şöyle bitirdi:
- Her nefes, insana, o ebedi hayatın ya "sonsuz saadeti"ni temin edecek, ya da hiç dayanılamayan "sonsuz Cehennem ateşi"ne götürecektir o kimseyi.
www.gonulsultanlari.com