Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Namazdan zevk alamıyorum
10.12.2009

Behaeddin-i Buhari "kuddise sirruh" hazretlerinin bir talebesi, bir gün bu zata gelerek;
- Efendim, namazlarımdan zevk alamıyorum. Tasavvuf hallerim de iyi değil. Bana ne tavsiye edersiniz? diye sordu.

Cevabında;
- Yediğin lokmalara dikkat et, buyurdu.

Talebe yediklerini araştırdı.
Helaldi hepsi de.

Tekrar huzuruna gelip;
- Efendim araştırdım. Yemeklerimiz helal olup, bir kuruş bile haram karışmış değildir, dedi.

Büyük Veli;
- Biraz daha araştır, belki de bir başka hususta hata yapıyorsundur, buyurdu.

Tekrar araştırdı.
Çok düşündü.
Nihayet farkına vardı bir şeyin.
Ocakta "şüpheli" bir odunun yakılmıştı.

Koşup arzetti hocasına:
- Bu olabilir mi efendim.
- Evet, budur işte.

Bundan dolayı çok tövbe istiğfar etti.
Ve kısa zamanda iyi hallerini kazandı tekrar.

EHL-İ SÜNNETİN MÂNÂSI

Bir gün de, talebesinden biri;
- Efendim, Ehl-i sünnet âlimlerinden çok bahsediyorsunuz. "Ehl-i sünnet" nedir? diye sordu.

Cevabında;
- Ehl-i sünnet vel cemaat demek, Resulullah Efendimizin "aleyhissalâtü vesselâm" ve onun Eshabının "rıdvanullahi aleyhim ecmain" gittiği yolda yürüyenlerdir, buyurdu.

Ve ekledi:
- Yetmişüç fırka içinde, Cehennemden kurtulacak olan, yalnız bu fırkadır.

- Ya diğerleri hocam?
- Onlar, yanlış itikatları sebebiyle Cehenneme gireceklerdir.

- Orada sonsuz mu kalacaklar efendim?
- Hayır, çıkıp Cennete girerler sonunda. Cehennemde sonsuz kalmak, "kâfirler"e mahsustur.


www.gonulsultanlari.com