Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Hiç yüzüme bakmadı
17.12.2009

Behaeddin-i Buhari hazretlerinin "rahime-hullahü teâlâ" bir talebesi şöyle anlatıyor:

Nesef'te, biriyle münakaşa etmiş ve bu yüzden kalbini incitmiştim o Müslümanın.
Ayrıca özür de dilememiştim.
Oradan ayrılıp hocamın huzura girdim.

Fakat o da ne?
Hocam yüzüme bakmıyor,
hiç iltifat etmiyordu.

Sebebini Anlayamadım.
Araya sevdiği kimseleri koydum.
Fayda etmedi.
Çok üzülüyordum.

Sonunda dayanamayıp;
- Hocam, farkında olmadan bir hatam olduysa, özür dilerim, dedim.

Bana bakıp buyurdu ki:
- Nesef'te, bir Müslümanla münakaşa edip, kaba sözler söyledin. Üstelik özür de dilemedin, değil mi?

Başımı önüme eğdim:
- Evet efendim.

- Bir mümini incitmenin, "Kâbe'yi yıkmak"tan daha büyük günah olduğunu bilmiyor musun oğlum? Ondan özür dileyip, helallık almadıkça, bizim sohbetimize gelme! buyurdu.

- Peki efendim. Derhal gidip özür dileyeceğim, dedim.
Ve gidip buldum o kimseyi.
Özür dileyip helallık aldım.

Bunu hocama söyleyince affettiler beni.
Ondan sonra sohbetlerine dahil olabildim.

HESABINI VERECEKSİN

Bu zat, bir gün, içki içen bir genç gördü sokakta.
Acıyıp yanına çağırdı onu.

Genç adam koşarak geldi ve
- Buyur baba! dedi hürmetle.

- Evladım, Allahü teâlâ hadis-i kudside mealen; "Hangi ameli yaparsan yap, bir gün hesabını vereceksin" buyuruyor, dedi.

Delikanlı kızardı, bozardı.
Ve bir "Âah!" deyip yıkıldı yere.

Ayıldığında nefret ediyordu içkiden.
O günden sonra bir daha koymadı ağzına.


www.gonulsultanlari.com