Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
O vefat etmedi
20.12.2009
Behaeddin-i Buhari hazretlerinin "rahime-hullahü teâlâ" bir talebesi anlatıyor: - Anlamadım, nimet mi dediniz efendim?
Üstadımla bir evde oturuyorduk ki, kardeşim hakkında;
- Şemseddin Buhara'da vefat etti, diye bir haber aldım.
Çok üzülüp, hocama;
- Efendim, izin verirseniz, kardeşimin cenazesine gideyim, diye arzettim.
Hocam cevaben;
- İstiyorsan git, ama Şemseddin vefat etmedi, şimdi sağdır. Hatta o, çok yakınlarda bulunuyor. Onun kokusunu duyuyorum, buyurdu.
Sevincimden ne diyeceğimi bilemiyordum ki, kapı çalındı.
Ve kardeşim Şemseddin, neş'eyle girdi içeri.
HASTALIK NİMETTİR
Bu zat, bir sohbetinde gençlere;
- Allahü teâlâ, sıkıntılı halde yapılan duayı kabul eder. Mesela hastanın duası makbuldür. Onun için hastalık "nimet"tir, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Hastalık nimettir, ama sabredilirse tabii. Büyükler; "Hastalıkta şifa vardır" buyurmuşlardır.
Sonra izah etti:
- Hastalık istenmez. Bilakis hasta olmamak için tedbir alınır. Ama buna rağmen gelirse, sabredilir.
NEYİN VAR EVLADIM?
Bir gün de sevdiği bir talebesini sıkıntılı görünce;
- Neyin var evladım, diye sordu.
Genç arzetti:
- Sormayın hocam. Sıkıntının biri bitmeden öbürü başlıyor.
- Ne güzel işte, şükret bu nimete.
- Evet, çok büyük nimet hem de. Çünkü Peygamber Efendimiz "aleyhissalâtü vesselâm"; "Benim ümmetimin azabı dünyada verilir" buyuruyor. Bundan büyük nimet olur mu?
www.gonulsultanlari.com