Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Mahşerdeki dünya
1.02.2010
Ebülleys-i Semerkandi hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine:
Hak teâlâ mahşerde, bu dünyaya insan sureti verip, herkesin görebileceği bir yerde bulunduracaktır.
Şöyle ki;
Saçları karmakarışık, gözleri mosmor, dili dışarı sarkmış, sivri köpek dişleri ağzından dışarıya uzamış, kapkara, çirkin suratlı bir koca karı suretindedir.
Bir melek mahşer halkına seslenip;
- Ey insanlar! Bunu tanır mısınız? diye sorar.
Mahşer halkı;
- Onu tanımayız, tanımaktan da Allah'a sığınırız, derler.
Melek;
- Hani uğrunda kavga eder, dövüşürdünüz. Hatta birbirinizi vurup öldürürdünüz. Onu ele geçirmek, en büyük arzunuzdu ve bu uğurda nice günahlar işler, nice yalanlar söylerdiniz. Ey ehl-i mahşer! İşte çoğunuzu aldatan dünya, kaşsınızda gördüğünüz şu çirkin şey'dir, der.
Sonra zebaniler gelir ve onu
sürükleyerek Ateş'e götürürler.
Sürüklenirken de;
- Yâ Rabbî, Beni çok sevip de âşık olanlar, bana tâbi olup, ardımca yürüyenler, seni bırakıp da bana gönül verenler, ömrünü, benim için tüketen gafil ve günahkârlar nerede? Dün, benim peşimden kimler geldiyse, bugün de benimle birlikte ateşe atılsınlar! der.
Onlar, mahşer içinden seçilip,
dünya ile birlikte Ateş'e atılırlar.
Fakat bakarlar ki, Şeytan da ateş'te.
Toplu halde serzenişte bulunur ve;
- Biz, senin yüzünden buraya atıldık. Haydi bir şey yap da, bizi buradan kurtar, derler.
Şeytan;
- Suçu niçin bana yükletirsiniz. Siz beni görmüş müydünüz. Siz, dininizi hiç merak etmediniz ve âlimlerden uzak durdunuz ve okunan ezanları işitmediniz. O halde siz, kendi kendinizi bu azaba attınız. Öyleyse suçu niçin üstüme atarsınız? der.
www.gonulsultanlari.com