Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2010 - MAKALELER


Arkadaþýna gönder
 
Print almak için

Yazý boyutunu büyütmek için     


 

Keramet sahibiydi
14.09.2010

Alî bin Ömer Harbi "rahime-hullahü teâlâ", Allah adamlarındandır.
Kerametleri vardı.
Kalbten geçenleri bilirdi mesela.

Sevenlerinden biri, bu zâtın sohbetine giderken, yolda kendi kendine; "Huzuruna varınca, efendim, zât-ı âlinizin yediÄŸi yemekten bana da ikrâm eder misiniz, diye arzedeyim" diye düÅŸündü.

Bu düÅŸünce ile vardı huzuruna.
Oturup sohbet ettiler.
Nihâyet sohbet bitti.

Büyük Velî bu kimsenin eline yapışıp;
- Haydi bizim hâneye gidelim, buyurdu.

Ve birlikte eve vardılar.

Sonra, üzerinde yufka ve hurma bulunan bir sini getirip;
- Biz bunlardan yeriz. Haydi birlikte yiyelim, buyurdu.

Yiyip kalktılar.
Adam çok mahcuptu.
"Âh, keÅŸke öyle düÅŸünmeseydim" diyordu içinden.

BU NASIL ZÜHD VE TAKVÂ?

Biri de ÅŸöyle anlatıyor:
Ben Alî bin Ömer Harbi hazretlerinin arkasında ilk defa namaz kıldığımda bir ÅŸey dikkatimi çekmiÅŸti.

Åžöyle ki;
Çok kıymetli, sırmalı bir elbise vardı üzerinde.
İçimden; "Bu nasıl zühd ve takvâ ehlidir ki, süslü ve sırmalı elbise giyiyor?" diye düÅŸündüm.

Zira bu hâli, dünyaya düÅŸkün olmak gibi anlamıştım.
Allah adamları, dünyaya düÅŸkün olmadıkları için "eski elbise" giyerler zannediyordum.
Bu düÅŸünce ile namaz bitti.

Mübarek zât bana dönüp;
- Sırmalı elbise giymek, zühdü ve takvâyı bozmaz, buyurdu.
Utancımdan yerin dibine geçmiÅŸtim.

 
 
Güncelleme Tarihi
15.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı