Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2012 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Tâkatları tükenmişti
4.05.2012

Eshâb-ı kirâmdan Ebüdderdâ hazretlerinin "radıyallahü anh" babası Uhud harbinde şehit olunca, anne-oğul maddî sıkıntıya düşmüşlerdi. Öyle ki, açlıktan taş bağlıyorlardı karınlarına. Günler zor geçiyordu onlar için.
Ve bir gün geldi.
Annesi seslendi:
"Ebüdderdâ!"
"Buyur anneciğim".
"Oğlum, hemen Resûlullaha git. Bu hâlimizi Ona arzet. O, herkese birşeyler veriyor. Bize de verir".
Ebüdderdâ;
"Peki anne!" dedi.
Ve koştu mescide.
Efendimiz "aleyhisselâm" eshâbiyle sohbet ediyordu. Ebüdderdâ içeri girince, ona bakıp; "Müslüman bir sıkıntıya düştüğünde, bunu yalnız Rabbine arzeder, başkasından bir şey istemezse, Allahü teâlâ ona kâfîdir" buyurdular.
Ebüdderdâ bunu duydu.
Vazgeçti söylemekten.
Eve dönünce sordu annesi:
"Arzettin mi oğlum?"
"Hayır anne".
"Neden yavrum?"
"Lüzum kalmadı".
Kadıncağız;
"Hiçbir şey anlamadım oğlum. Ne diyorsun, açık söyle?" deyince, Ebüdderdâ, Resûlullah Efendimizden işittiğini annesine nakledip; "İşte bunun için söyliyemedim" dedi.
Kadıncağız sevindi.
Memnûn oldu.
Oğluna dönüp;
"Aferin evlâdım. En doğrusunu yapmışsın. Mâdem ki öyle buyurdular, baş göz üstüne, biz de sabrederiz" dedi.
Sabrettiler.
Kazandılar.
Zîra Ebüdderdâ, bu sabrı sâyesinde o yerin en zengini oldu.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı