Orhan Bey'in, Bursa'yı fethinden sonra, Osmân Gâzi'nin hastalığı arttı.
OÄŸlu Orhan Bey'e
şu vasiyyeti yaptı:
"Allah'ın emrine karşı
bir iÅŸ iÅŸlemiyesin.
BilmediÄŸin ÅŸey olursa,
âlimlerden öÄŸrenesin.
Kim sana itâat ederse,
onları hoş tutasın.
Askerine çok ihsân et.
Ä°nsan, ihsânın kulcağızıdır.
Sakın zâlim olma.
Adl ile âlemi ÅŸenlendir.
Cihada devam edip,
rûhumu ÅŸâd et.
Âlimlere riâyet eyle.
Ä°lim ehline raÄŸbet eyle.
Hilimle yaklaÅŸ onlara.
Kibirden uzak dur.
Sakın gururlanma.
Âlimlerden uzak durma.
Yolumuz, Allah ve Resûlü'ne uymaktır.
Gâyemiz, Ä°slâma hizmettir.
Kuru kavga ve cihângirlik deÄŸildir.
Sana dahî böyle
yapmak münâsiptir.
Ä°hsan ve ikrâm et ahâliye.
Memleket iÅŸlerini tam icrâ eyle.
Sana son vasiyyetim, böyledir oÄŸlum.
Hepinizi Allaha emânet ediyorum".
Osmânlı sultânları,
altıyüz sene kadar,
hep buna sarıldılar.
Hep sultânlar,
buna uydular.
Bu, onlara anayasa oldu.
Osmân Gâzi, binüçyüz yirmialtı yılında, dâr-ı bekâya göçtü.
Mezarı, Bursa'daki GümüÅŸlü kümbette olup, sevenleri ziyâret etmektedir.