Åžît aleyhisselâm, Âdem aleyhisselâmın oÄŸludur. Babasından sonra peygamber oldu. Allahü teâlâ, buna elli suhuf gönderdi.
Kâbe'yi taÅŸtan yaptı.
Åžît, Ä°brânicedir.
Allah'ın hediyesi demektir.
Âhir zaman peygamberi Muhammed aleyhisselâmın nûru, hazret-i Âdem'den Åžît aleyhisselâma geçti.
Onun alnında parladı.
Åžît aleyhisselâm diÄŸer kardeÅŸlerinin hepsinden daha güzel ve fazîletliydi.
Babasına benzerdi.
Bin ÅŸehir kurdu.
Hepsinin kapısında;
"La ilâhe illallah Âdem Safiyyullah Muhammed Habîbullah" yazılı idi.
Hâbil'i ÅŸehîd ettikten sonra Yemen'e giden Kâbil'in çocukları çoÄŸaldı.
Çok azgındılar.
Sapıklıkla yaşıyorlardı.
Onları îmâna dâvet etti.
Kabul etmediler.
Sapıklıkta ısrâr ettiler.
Bu defâ onlarla savaÅŸtı.
Bu savaÅŸta kılıç kullandı.
Ä°lk kılıç kullanan Odur.
ÇoÄŸunu öldürdü.
Bir kısmını esir aldı.
Âdem aleyhisselâm vefât edeceÄŸi zaman, oÄŸlu Åžît aleyhisselâma; "Yavrum! Alnında parlayan bu nûr, son peygamber olan Muhammed aleyhisselâmın nûrudur. Bu nûru, mü'min, temiz ve afîf hanımlara teslim et ve oÄŸluna da böyle vasiyette bulun!" dedi.
O da emri ifa etti.
Dokuzyüz elli sene yaÅŸadı. Vefat edince, babasının yanına defnedildi.