Hazret-i Ömer "radıyallahü anh", kuru arpa ekmeği yer, kalın kumaştan gömlek giyerdi.
Birçok gazâlar yaptı.
Çok vilâyetler fethetti.
Çok mâl ve emvâl elde etti.
Arab, acem ve rûm beğleri, hükmüne baş eğdiler.

BU GÂZİLERİN HAKKIDIR

Hazret-i Ömer "radıyallahü anh" halîfe iken, hazret-i Nu'mânı serdâr yapıp, Nihâvend ile Hemedânı fethettiler. Bir mecûsî acem, Mugîrenin elinde esîr idi.
Koynundan bir kutu çıkardı.
Ve şöylece anlattı:
"Bunu babam verdi.
Sonra da bana;
"Ey oğlum, ilerde pâdişâh olduğun vakit bu kutuyu aç ve ihtiyacına kullan" diye vasiyet etti.
Benim yaşım geçti.
Pâdişâh olacak değilim".
Bunları söyledi.
Ve kutuyu hazret-i Mugîre'ye teslîm etti.
Hazret-i Mugîre
"radıyallahü anh"
kutuyu eline aldı.
Askerin içinde açtı.
Gördüler ki, içi çok kıymetli mücevher ile doludur.
"Bunu Emîr-ül müminîn hazret-i Ömer'e gönderelim" dediler.
Ve mühürlediler.
Hazreti Ömer'e
"radıyallahü anh"
gönderdiler.
Hazret-i Ömer de kutuyu Eshâb-ı güzîn arasında açıp, içindekileri görünce; "Bu, gâzîlerin hakkıdır. Satılıp, akçesi gâzîlere taksîm edilsin!" diye emr etti.