Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2012 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Söyle, içeri gelsin
20.10.2012

(Dünden devam)
O Arab kişi, Alî bin Ebî Tâlib'in (radıyallahü anh) huzûrlarına gitmek üzere yola koyuldu. Az sonra geldi ve kapıyı çaldı. Hazret-i Alî kapıya çıkıp, onu görünce, içeri girdi.
Server-i âlem'e;
"Yâ Resûlallah! Bir arab gelmiş. Elinde kendinin kesik eli var. Kanları akar ve gözyaşlarıyla ağlar. Sizi görmek ister" diye arz etti.
Efendimiz biliyordu.
Ona tebessüm edip;
"Yâ Alî! O arab, sana karşı edebsizlik eden arabtır. Söyle içeri gelsin" buyurdu.
Varıp söyledi.
Arab içeri girdi.
Efendimiz ona;
"Niçin böyle yaptın?" diye sordu.
Arab kişi ağladı.
"Küstâhlık ettim" dedi.
Ve çok özür diledi.
Ardından hulûsü kalb ile kelime-i şehâdeti söyleyip müslümân oldu.
O Server sevindi.
Memnun oldular.
Ve kesik elini yerine koyup, mubârek ağzının suyunu sürüp, düâ buyurdu.
Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin kudreti ile arabın eli sapasağlam oldu.

SEN ÎSÂ GİBİSİN

Alî bin Ebî Tâlib
(radıyallahü anh) hazretlerinden rivâyet edilir ki: Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) beni çağırdı.
Huzuruna vardım.
Bana buyurdular:
"Yâ Alî! Sen Îsâ bin Meryem gibisin. Yehûdîler Ona buğz etti. Hattâ vâlidesi Meryem hazretlerine iftirâ ettiler. Nasârâ da Ona muhabbet edip, Onu bir makâma çıkardılar ki, Onun makâmı değil idi" buyurdu.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı